Meme Küçültme Ameliyatı (Reduction Mammaplasty) estetik göğüs ameliyatları içerisinde temelde göğüs dikleştirme ameliyatlarına çok yakın bir ameliyattır. Meme küçültme ameliyatının (reduction mammaplasty) tek farkı bu ameliyatta meme dikleştirilirken memenin içerisindeki bezlerden ve yağlardan bir kısmı ve bir miktar deri de alınarak yapılması. Böylece meme hem küçülür hem de şekli düzeltilir.

GÖĞÜS ESTETİĞİ VE MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI
Meme dikleştirme ameliyatında söylediklerimi meme küçültme ameliyatını (reduction mammaplasty) anlatırken de aralarda tekrar edeceğim. Aynada göğüslerinize bakın. Eğer meme uçlarınız meme katlantı çizginizin üzerindeyse her şey yolunda demektir. Eğer bu çizgi seviyesine inmişse hafif, bu çizginin altında ise ileri derecede meme sarkıklığınız var denebilir. Özellikle tam aşağı bakan meme uçları durumun ağırlığını gösterir.

Aşırı büyük göğüslerin sebep olduğu bazı sağlık problemleri de var. Örneğin bu insanların hemen hepsinde ciddi bel ağrıları ve omurga problemleri görülür. 4–5 kg ağırlığında bir yükü boynunuza asın ve bu yükle bir kaç dakika ayakta durun neden olduğunu anlayacaksınız.
Büyük göğüslerin altında genellikle pişikler oluşur. Hatta bu pişikler bazen açık yaralara dönüşebilir. Aşırı büyük göğüslerin neden olduğu psikolojik sorunlarda hep göz ardı ediliyor. Özellikle ergenlikte aşırı büyüme gösteren göğüsler (gigantomastia) hastalarda uyum sorunları doğurabilir.

GÖĞÜSLER NEDEN SARKAR?
Bunun birçok nedeni olabilir. Yaşlanmaya bağlı hormonsal nedenler ile meme dokusunda azalma olur. Bu da memenin içinin boşalmasına ve sarkmasına neden olur. Emziren annelerin göğüsleri de sarkmaya daha mehilli olur. Mememler süt dolu olunca büyürler, emzirmeyle boşalırlar. Bu defalarca tekrarlanınca memeler doğal olarak sarkar. Ayrıca yerçekimi memeleri aşağı doğru çekerek sarkmalarına sebep olur. Bazı durumlarda ise sarkıklık çok erken yaşlarda başlar ve tamamen memeyi taşıyan bağların doğuştan zayıf olmasından kaynaklanır.

AMELİYATSIZ ÇÖZÜMLER OLABİLİR Mİ?
Maalesef. Sarkmış göğüsleri toparlayacak bilinen bir yöntem henüz yok. Memelerin göğüs kaslarının zayıf olmasından sarktığını ve spor ile dikleşeceklerini düşünmeyin. Anatomik olarak göğüs kasının ve meme sarkmasının bir alakası yok. Spor ile vücudunuzda bir çok iyileşme sağlayabilirsiniz ama meme dikleştirmek bunlardan biri değil.

AMELİYAT: KESİKLER VE İZLER:
Meme dikleştirme ameliyatı aslında iyi yapılırsa çok iyi sonuç veren bir operasyon. Memeye yeniden şekil vermek, sarkıklığı tamamen gidermek, aynı anda da memeyi büyültmek ya da küçültmek mümkündür.
Ama bütün bunların bedeli memede bırakılan izler oluyor. Henüz iz bırakmadan meme dikleştirebilecek bir ameliyat tekniği bilinmiyor.
Kullanılan teknikler meme ucunun deri ile birleştiği bütün çevresi boyunca ve meme altına doğru uzanan bir iz bırakıyorlar. Bu iz klasik tekniklerde meme altında da devam ediyor ve alttaki katlantı çizgisinde devam ediyor. Daha yeni tekniklerde bu alt iz yapılmıyor.
Genellikle meme ne kadar sarkıksa bırakılan izlerin o kadar uzun olacağını kabul edebiliriz.

GÖĞÜS DİKLEŞTİRME ve GÖĞÜS BÜYÜLTME AMELİYATLARI ARASINDA NE FARK VAR?
Temelde tek fark birinde meme dokusunun alınarak memenin küçültülmesi diğerinde sadece sarkıklığın giderilmesidir. Teknik olarak her iki ameliyat birbirine çok yakın.

KİMLER BU AMELİYATI OLMALI:
Aslında yapılan ameliyat bir estetik problemin (sarkıklık) bir diğerine (iz) dönüştürülmesi olarak görülebilir. Dolayısı ile bu ameliyat herkes için uygun olmayabilir. Eğer göğüslerinizdeki sarkıklık orta derecede ise, eğer izlerden ciddi şekilde rahatsız olacağınızı düşünüyorsanız bu ameliyatı olmayın. Ama ciddi derecede sarkık göğüsleriniz varsa ve hiç bir şey bundan daha kötü olamaz diyorsanız bu ameliyat size uygundur. Ameliyat sonunda dimdik ve şekilli, istediğiniz boyda göğüsleriniz olacaktır.

İzlerden ne kadar rahatsız olunacağı da çok kişisel bir konudur. Benim gözlemim gerçekten sarkık göğüslü hastalarım bu izleri benim beklediğim kadar dert etmiyorlar. Ben bu ameliyatı çok seçerek yaptığım için bu güne kadar da izlerimden çok mutsuzum diyen hastam olmadı. Ama bu ameliyatın diğer ameliyatlara göre daha fazla iz bıraktığını ve bu izlerin ne derece belirgin olacağının biraz da hastanın iyileşme faktörleri ile ilgili olacağını unutmamak gerekiyor.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR:
Büyük göğüsler daha fazla süt verir. Böyle bir ilişki kurmak doğru değildir. Süt üretimi hormonsal etkilere bağlıdır ve A cup bir anne ikiz bebeklerini rahatlıkla emzirebilirken, D cup bir annenin hiç sütü gelmeyebilir.
Büyük göğüslerde meme bezi fazla olduğu için kanser ihtimalide artar. Bu da doğru değildir. Memesi olan her canlı meme kanseri olabilir. İhtimal daha çok aile hikâyesi, hamilelikler, ilaç kullanımı gibi faktörlere bağlıdır.

SIK SORULAN SORULAR:
Bu ameliyattan sonra emzirebilir miyim?
Bu soruya kesin evet demek zor ama belli teknikler kullanılırsa büyük bir olasılıkla normal bir şekilde emzirebilirsiniz. Emzirme için önemli olan meme ucunun, süt kanallarının ve süt bezlerinin ameliyat sırasında hiç ellenmemiş olmasıdır. Yani meme ucunu zeminden kaldırıp yukarı taşırsanız (böyle teknikler var örneğin) emzirememe ihtimaliniz yüksek olacaktır. Ama “central pedicule” olarak bilinen teknik kullanılırsa meme ucu, kanallar ve bezler tek bir parça olarak tutulur ve emzirmenizde bir sorun çıkmaz.
İzsiz meme küçültmek mümkün mü?
Genellikle hayır. Çok nadir durumda sorun sadece büyüklükte ise ve memeler hiç sarkmamışsa liposuction ile memeler biraz küçültülebilir. Ama bu küçülme hem çok sınırlı olur hem de göğüslerin bir miktar sarkmasına sebep olur.
İzler beni ne kadar rahatsız eder?
Eğer sırt ağrılarından şikayet edecek kadar iri göğüsleriniz varsa bu izleri kabul edilir bulma hatta sonuçtan çok memnun olma ihtimaliniz çok yüksektir. Ama sadece küçük göğüsleri beğendiğiniz için şekli ve büyüklüğü sizi rahatsız etmeyen göğüslerinize bu ameliyatı yaptırmayın.

KOMPLİKASYONLAR VE ÇIKABİLECEK SORUNLAR:
Bu ameliyat sonrasında karşılaşabileceğiniz sorunlar meme dikleştirme ameliyatındakilere çok yakın ve riskler nispeten biraz daha fazla. Bunların başında, her ameliyatta olduğu gibi kanama ve enfeksiyon var.
Bu tür ameliyatlarda ciddi bir kanama olması olasılığı neredeyse yok. Kanama memenin bir kenarında kan birikmesi yani “hematom” şeklinde olabilir. Doktorunuz sizi yeniden ameliyathaneye alarak bu birikmeyi temizlemek ve kanamayı, eğer devam ediyorsa, durdurmak isteyebilir..
Aynı şekilde ameliyattan sonra beşinci gün civarında tek taraflı bir şişlik enfeksiyon habercisi olabilir. Yine çözüm enfeksiyonun temizlenmesi ve tabii antibiyotik tedavisi olacaktır.
Cilt kaybı, yine nadir olmasına rağmen görülebilecek komplikasyonlar arasındadır. Genellikle ameliyattan sonra sigara içen hastalarda gözükür. Özellikle çok büyük memelerin küçültüldüğü ameliyatlarda bu risk daha artar. Deri siyah renkli sert bir şekil alır ve uzun süre pansuman yapılması gerekebilir. Bu süreyi kısaltmanın bir yolu da küçük bir müdahale ile ölü cildin temizlenmesidir. Aynı deri problemi göğüs ucunda da görülebilir. Bir müddet pansuman sonucunda bu tür problemler genellikle tahminlerin ötesinde iyi iyileşirler. Sakın bir şey olmaz diye sigaraya başlamayın. Ameliyattan sonraki ilk iki haftanın kritik olduğunu unutmayın.
Yara iyileşme problemleri genellikle ameliyatta kullanılan kalın dikişlerden kaynaklanır. Genellikle bir kaç günlük pansumandan sonra iyileşirler.
Estetik sorunlar: Asimetri bu ameliyattan sonra karşılaşılabilecek sorunlar arasında. Ciddi asimetrilerde bir rötuş ameliyatı gerekebilir. Bu ameliyatın sonucunda meme şeklinizi hiç beğenmeme olasılığınız da tabi her zaman var. Bu durumda da bir ikinci ameliyat şansınız var. Genellikle asimetrileri düzeltmek kolay oluyor. En zor düzelen deformiteler meme ucunun gereğinden fazla yukarıya kaldırıldığı durumlardır. Göğüsleri cerrahi olarak kaldırmak kolayken sarkmalarını sağlamak çok daha zor olmaktadır.

İPUÇLARI:
• Ameliyat öncesi mutlaka bir kontrol mamogramı çektirin ve saklayın.
• Aynanın karşısına geçin ve göğüslerinizin ne kadar sarktığına karar verin. Eğer meme ucunuz meme altınızdaki katlantı çizgisinin altına inmişse ameliyat için iyi bir adaysınız demektir.
• Bu ameliyat ile memelere mükemmele yakın şekil verilebilir ama memede izler kalması kaçınılmazdır.
• Göğüsler ne kadar sarkıksa kalacak olan ameliyat izi de o kadar çok olacaktır.

AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASI SİZİ NELER BEKLER:
Bu büyüklük ve zorluk olarak orta sıralarda bir ameliyat. Ağrılı bir ameliyat değil. Genellikle hastalar aynı gün taburcu olabiliyorlar ve 3–4 gün sonra işlerine dönebiliyorlar.
İlk gece nispeten sıkıntılı geçebilir. Genellikle ağızdan alınacak basit bir ağrı kesici yeterli olur. Bu ameliyat ciddi morarmanın ve şişliklerin beklenmediği bir girişimdir.
Çalışıyorsanız bu ameliyat için bir haftanızı ayırmak en doğrusu olacaktır. Bir haftanın sonunda neredeyse normale dönmüş olursunuz.

AMELİYATIN KARNESİ:
Anestezi şekli: Genel.
Ameliyat nerede yapılmalı: Bir hastanede ve ameliyathanede.
Ameliyat süresi: 2 saat.
Hastanede yatış süresi: Aynı gün taburcu olunabilir.
Ameliyat sonrası ağrı – sıkıntı: Bir kaç gün hafif bir sızlama olabilir. Özellikle ilk bir kaç gün kol hareketlerinde hafif ağrı olur. Genellikle ağızdan alınan basit ağrı kesiciler yeterli olur.
Şişme, morarma: 5-10 gün arasında, orta derecede.
Dren: Düşük bir ihtimalle drenler kullanmak gerekir. Drenler ertesi gün alınır.
Pansuman: 3-4 günde tamamen çıkarılıyor.
Sütyen: 4 hafta yumuşak sprocu sütyeni kullanmak gerekiyor.
Dikişler: Genellikle her memede sadece bir tek alınacak dikiş oluyor ve bu dikiş 10. gün civarında alınıyor.
Ne zaman işe dönülebilir: 3-7 gün.
Araba kullanmak: 3-4 dört gün sonra, özellikle kol hareketlerindekiş hassasiyet azaldığında araba kullanılabilir.
Günlük hayata dönüş: Ameliyattan sonraki bir kaç gün kol hareketlerinde hafif ağrı olur. Bu memenin üzerinde bulunduğu göğüs kaslarının hareketleri ile oluşan ağrıdır. İlk bir kaç hafta ağırlık kaldıramaz, eğer küçük çocuğunuz yada bebeğiniz varsa onları kucağınıza ancak otururken alabilirsiniz.
Spor: 2 hafta sonra uzun yürüyüşler, 3-4 hafta sonra koşuya başlanabilir. Kolların kullanıldığı fitness, tenis gibi sporlara 4-5 hafta sonra başlanabilir.
Son şekil: İzlerin iyileştiğini farz ettiğimiz altıncı ay civarında.
Alıntı:teomandoğan.com

>>>>Haberin Devamı >>>>>

Göğüs büyütme ameliyatı (augmentation mammaplasty) hem dünyada hem de ülkemizde en popüler üç estetik ameliyattan biri. Bir estetik meme ameliyatı olan meme büyütme ameliyatı doğru yapıldığında çok iyi sonuçlar veriyor. Ama her ameliyatta olduğu gibi göğüs büyütme ameliyatının da hangi durumda ve ne amaçla yapıldığını çok iyi belirlemek çok önemli.

GÖĞÜS ESTETİĞİ VE MEME BÜYÜTME AMELİYATI
Bu konuda bana en sık sorulan soru göğüs büyütmek için meme protezi dışında bir yöntem olup olmadığı. Günümüzde göğüs büyültme ameliyatında kullandığımız tek bir yöntem meme protezi. Ben özellikle ilaç ile göğüs büyültme gibi tehlikeli olabilecek yöntemlerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Göğüs büyütebilecek bir ilaç, her ne kadar doğal olduğu iddia edilse de, mutlaka hormon içermelidir. Bu hormonlar ise sadece dengenizi bozmak ile kalmaz kanser riskinizi de arttırabilir. Uzak durun. Ameliyat olarak ta yağ enjeksiyonu çok sınırlı miktarda ve çok nadir durumda denenebilir. Ama meme büyültme amaçlı yağ enjeksiyonları hem enfeksiyona çok mehillidir hem de ne istenilen büyüklük, ne şekil ne de simetri sağlanabilir.

Meme protezinin tek amacı göğüslerinizi büyültmek olabilir. Genellikle sık yapılan bir hata bu protezlerin sarkık memeleri de kaldırabileceğini düşünmek oluyor. Nadir durumlarda protezler bu amaç ile kullanılabilir ama gerçekten sarkmış bir göğüsün ilk önce “kaldırılması”, sonra gerekiyor ise protez ile büyütülmesi gerekir.

Protezler ile akla sık takılan bir soruda uzun dönemde bu protezlerin bazı sorunlara yol açma ihtimalleri. Ama önce ameliyattan ve protezlerden bahsetmek istiyorum.

PROTEZLER:
Protezlerin Yapısı: Meme protezlerinin bir çok şekli ve çeşidi var ama hepsinde ortak olan şey dışlarının silikon olması. Bir kaç milimetre kalınlığında silikon bir torbanın içine ya sıvı silikon, ya serum fizyolojik, yani tuzlu su, ya da daha yeni çıkan katı silikon dolduruluyor. Bir ara çok moda olan soya yağı dolu protezlerde ciddi sorunlar çıkabileceğine karar verildi ve piyasadan kaldırıldı. Hatta firmalar hastaları tek tek çağırıp özür dilediler ve protezlerini değiştirdiler. Bu olay rahatsız edici gelebilir ama en azından hem üretici firmaların hem biz plastik cerrahların bu işi ne kadar ciddiye aldığımızı ve en ufak risklerden nasıl uzak durduğumuzu gösteriyor.
Katı silikon protezlerin özelliği protez patlasa dahi silikon akmıyor. Hatta bu protezleri ekmek gibi dilimlerseniz bile silikonun şekli değişmiyor. Bu güvenlik açısından kulağa hoş geliyor.

Protezlerin Yüzeyleri: Protez yüzeyleri ilk zamanlarda hep düz yapılırken son on senede pütürlü yüzeyli protezler kullanılmaya başlandı. Bu protezlerin amacı kapsül oluşma ihtimalini azaltmaktı ve bu konuda çok ta başarılı oldular. Son yıllarda Fransız PIP firması piyasaya “titanyum” kaplı protezler çıkardı. Normal protezlerden iki kat pahalı olan bu protezler henüz popüler olmadı ama gelecekte en sık kullanılan protezler olacak gibi gözüküyor. Yine amaç kapsülü en aza indirmek.

Protezlerin Şekilleri: En eski protezler yuvarlak olarak yapılıyordu. Bu gün bu protezler sadece kas altı için önerilebilir. Yuvarlak protez ile göğse güzel bir şekil vermek hala mümkün ama anatomik ya da asimetrik protezler ile çok daha doğal ve iyi sonuçlar alınıyor. Anatomik protezler elinize aldığınız zaman su damlası şeklini alıyor. Kas üzerinde neredeyse tamamen meme şeklini alabiliyorlar. Ama kas altında kullanılmaları gereksiz çünkü kas altında eziliyorlar ve anatomik şekillerini kaybediyorlar. Yuvarlak şekilli protezlerden de genellikle %50 pahalılar. Asimetrik protezler de son bir kaç yıldır piyasada. Özellikle “kuş göğsü” denilen göğüs kafesi bozukluklarında çok iyi sonuç veriyorlar.

Protez boyu: Bu en zor konulardan birisi. İstenilen meme büyüklüğü son derece kişisel bir konu. Doktorunuz size ancak istediğinize yakın bir meme büyüklüğü yaratabilmekte yardımcı olabilir. Ancak kimsenin ne büyüklükte göğüslerin size daha fazla yakışacağını dikte ettirmesine izin vermeyin. Bu konuda mutlaka bir fikriniz olsun. En iyi yöntem değişik protezleri sutyeninizin içerisine koyarak denemek. Bu şekilde ameliyat sonucunda ne büklükte göğüsleriniz olacağını anlayabilirsiniz.
Protezler boyları hacimlerine göre ve cc olarak ifade ediliyor. 1 cc 1 milimetreküp demek. Hemen her boy protez var. En sık kullanılan boylar 200 – 350 cc arasında olanlar. Asimetrik memelerde bir tarafa örneğin 220 diğerine 235 cc koymak ta mümkün.

Meme büyüklüğü ve sutyen ölçüleri genellikle A,B,C ve D “cup” olarak ifade edilir. Bunun yanında söylenen 75, 80 gibi sayılarda göğüs çevresini ifade eder. Örneğin B cup 75 cm demek göğüs büyüklüğü B, mezurayla göğüs altından ölçülen çevrede 75 cm demektir. Burada sık yapılan bir hata mezura ile meme uçlarının üzerinden dairesel olarak ölçü alıp “benim göğüslerim 85” demek oluyor. Ölçüyü memelerinizin altından alın, ne cup olduğunuza da kullandığınız sutyenin ölçüsünden bakın. 90–60–90 ölçülerinde ki 90 meme ucu üzerinden ölçülüyor ama bu ölçüm yönteminin pratikte pek bir kullanımı yok. Çok geniş omuzlu ve kaslı ama A cup olarak ta, çok ince ama D cup olarak ta 90 cm olabilirsiniz.

Meme protezi sonrasında sadece cup olarak sutyen ölçünüz büyüyecektir. Göğüs çevreniz aynı kalır.

PROTEZLERİN KALİTELERİ VE FİYATLARI:
Türkiye’de neredeyse dünyanın en iyi protezleri satılıyor. Burada marka isimlerinden bahsetmek istemiyorum ama protez fiyatları da markalar arasında çok değişiyor. Sonuçta bütün bu protezler ya Avrupa Birliği standartlarında ya da FDA onaylı. Bildiğim kadarıyla düşük kaliteli uzak doğu malı protezler ülkemizde satılmıyor. Burada yine doktorunuza güvenmenizi öneririm. PIP, Mentor, Nagor, McGhan benim bildiğim en iyi protezlerden. Titanyum ve asimetrik protezler zaten PIP patentli.
Özetle en pahalı olanlar titanyumlar, anatomik ve asimetrikler nispeten pahalı, su yada sıvı silikon dolu ve düz yüzeyli olanlar daha ucuz.

AMELİYAT:
Ameliyat silikon bir protezin göğüs altına yerleştirilmesinden ibaret. Ama bunu yapmanın bir kaç değişik yolu var.

Protezin yeri:
Kas altı ya da kas üstü Göğsün altında kolumuzu öne doğru hareket ettiren yelpaze şeklinde bir göğüs kası var. Elinizi çenenize koyup kuvvetle iterken diğer elinizi göğsünüze koyarsanız bu kasın hareket ettiğini hissedebilirsiniz. Protezler ya bu kasın altına konuyor, ya da kasın üzerine ve meme bezlerinin hemen altına. Yandaki şekilde sarı olarak gösterilen meme bezleri, kırmızı ise göğüs kasıdır. İlk şekilde protez meme bezinin altında diğerinde kasın altında duruyor.


Bu iki tekniğin iyi ve kötü tarafları var.
Kas altına konulan protezlerin duruşu daha az doğal oluyor. Üstelik bu protezler güçlü kol hareketleri ile hareket edebiliyorlar. Bunlar iyi bir teknikle en aza indirilebilir ama yine de kas altı bir protez kas üstü bir proteze göre daha az doğal olacaktır.
Bunların yanında kas altı protezlerinin önemli avantajları da var. Bir kere protezi kasın altında tutmak daha güvenli. Kas hem protezi koruyor hem de bir komplikasyon olarak kabul ettiğimiz “kapsül” gelişme ihtimalini azaltıyor. Ayrıca koltuk altından yapılan kesim ile ameliyat olmayı düşünüyorsanız yine tek alternatif kas altı ve su dolu protez kullanmak. Hem koltuk altından üç santimetrelik bir delikten anatomik bir protezi geçirmek mümkün değil, hem de koltuk altından kas üzeri protez koymak teknik olarak riskli.

Kas üstü protezler biraz daha yüzeysel duruyorlar. Ama bu duruş onları daha doğal yapıyor. Anatomik şekilli protezleri kullanmanın da tek yolu kas üzerine koymak. Kas altında anatomik damla şekli kayboluyor. Görüntü ve dokunuş olarak kas üzerine konulmuş anatomik ya da asimetrik bir protez en iyi sonucu veriyor.

Ben bu konudaki tercihi genellikle hastalarıma bırakıyorum Eğer en güvenli, ya da en az izli ameliyatı istiyorsanız koltukaltından su dolu kas ve altı bir protez tam size göre. Şekli olabileceklerin en iyisi olmayacaktır ama sizi tatmin edecektir. Eğer en doğal olanı tercih ediyorsanız kas üstü anatomik (göğüs kafesinizde şekil bozukluğu varsa “asimetrik”) protezler en iyi tercih.

Kesim yeri
Bu ameliyatı yapabilmek için bir kesim yapmak şart. Üç ihtimal var.

Koltuk altı kesimi: Kulağa en hoş gelen ihtimal bu. Koltuk altında kıllı bölgenin bittiği yerde 3-4 santimetrelik bir kesimden girilerek protez yerleştiriliyor. Altı ay bir sene sonra bu iz neredeyse kayboluyor. Ama bu tekniğin bir kaç eksisi de var. Bir kere ameliyat sahasını görmek çok zor, protez ya körleme ya da endoskopik olarak yerleştiriliyor. Konulan protezlerde o kadar küçük bir delikten ve tünelden geçebilecek boyda olmak zorunda.

Dolayısı ile boş bir protez koltuk altından yerleştiriliyor ve sonra serum fizyolojik ile dolduruluyor. Ayrıca bu yöntem ile sadece kas altına ulaşmak mümkün. Dolayısı ile anatomik, asimetrik ya da titanyum bir protez bu şekilde kullanılamıyor.

Meme ucu kesimi: Eğer meme ucu genişse renkli kısmın cilt ile birleştiği yerden yarım ay şeklinde bir kesim ile protez konulabilir. Genellikle kalan iz belli belirsiz olur. Tek sıkıntı meme ucunun protezin geçmesine müsaade edecek büyüklükte olması. Bir de bu teknikte meme ucunda his kaybı olması ve emzirmede problem yaşanması ihtimali nispeten fazla.

Göğüs altı kesimi: Memenin altındaki doğal kantlantı çizgisinden 3- 5 santimetre bir kesim ile protez konuluyor. İyi iyileşen bir ciltte çok az iz kalıyor ve bu iz katlantı çizgisi içerisinde saklanıyor. Bu kulağa en az iyi gelen yöntem olmasına rağmen hem en güvenilir hem de en kolay olması sebebiyle dünyada en çok tercih edilen kesi şekli. Burada cerrah bütün ameliyat sahasına hakim olabiliyor ve ameliyat sonrasında beklenmeyen bir sürpriz çıkma ihtimali en aza iniyor.

“BU KADAR ÇOK İHTİMALDEN HANGİSİ BANA UYGUN”
Ne kadar çok ihtimal olduğunu görünce kafanız karışmasın. Bunların hiçbirisi için en iyisi budur demek mümkün değil. Eğer öyle olsaydı zaten bu kadar çok protez çeşidi, ameliyat şekli olmazdı. Her cerrahın tercih ettiği ve hastası için daha uygun olan kombinasyon olacaktır. Ben size her ihtimali ayrıntılı düşünmek yerine kararı cerrahınız ile beraber vermenizi öneririm. Böylece hem onun tecrübesinden yararlanmış hem de onu deneyimi belki daha az olan bir ameliyat şekline zorlamamış olursunuz.
Sonuçta her doktor en iyi bildiği ve en iyi sonuçları alacağını düşündüğü teknik ve protezi kullanacaktır. Doktorunuza güvenin.

Ben daha ağırlıklı olarak kas üzeri, anatomik, sert silikonlu, pütürlü yüzeyli ve meme altı kesimini tercih ediyorum. Hastalarımın %60 kadarını bu kombinasyon oluşturuyor. Meme altı izi neredeyse hiç gözükmüyor ve sorun oluşturmuyor.
KOMPLİKASYONLAR VE ÇIKABİLECEK SORUNLAR:
Bu ameliyat sonrasında karşılaşabileceğiniz sorunları protezden ve ameliyattan kaynaklanabilecekler olarak ikiye ayıralım.
Ameliyata bağlı çıkabilecek komplikasyonlar: Her ameliyatta olana kanama ve enfeksiyon burada da mümkün. Bu ameliyatta ciddi bir kanama olması olasılığı neredeyse yok. Kanama protezin bir kenarında kan birikmesi yani “hematom” şeklinde olabilir. Doktorunuz sizi yeniden ameliyathaneye alarak bu birikmeyi temizlemek ve kanamayı, eğer devam ediyorsa, durdurmak isteyebilir..
Aynı şekilde ameliyattan sonra beşinci gün civarında tek taraflı bir şişlik enfeksiyon habercisi olabilir. Yine çözüm protezin çıkarılması ve enfeksiyonun temizlenmesi olabilir.
Bunlar çok nadir görülen sorunlar olmasına rağmen her zaman olasılık dahilindedirler.
Protezlere bağlı çıkabilecek komplikasyonlar: Silikon kaplı protezleri vücut yabancı bir madde olarak kabul eder. Silikona karşı vücutta bir reaksiyon gelişir ve protez etrafında çok ince bir bariyer oluşur. Nadir durumlarda bu reaksiyon çok abartılı seyreder ve bariyer kalınlaşarak “kapsül” dediğimiz sert bir yapıya dönüşür. Kapsül eğer ileri derecede ise meme şekli bozulur ve tedavi edilmesi gerekebilir. Ameliyatsız tedaviler cevap vermezse en son çare olarak protez çıkarılabilir. Ama kapsüllerin çoğu bu aşamaya gelmeden tedavi edilebilirler ve protezleri çıkarmak gerekmez.
Protezlerin pütürlü yüzeyli olması ve kas altında durmaları kapsül riskini azaltırken ameliyat sırasında hematom ve dışarıdan fark edilemeyecek hafif enfeksiyonlar olması, cerrahi eldiven pudrası gibi kimyasal yabancı maddelerin kapsül riskini arttırabileceği kabul edilir.
Protezlerin “patlaması” da medyada sıkça sansasyonel haberlere konu olmasına rağmen pek olasılık dahilinde değil. Protezler üzerlerinden kamyon geçse bile patlamayacak kadar sağlamdırlar. Sadece keskin yada sivri bir cisimle delinebilirler. Bazı protezlerin zaman içerisinde kendiliğinden yırtılabileceği gösterilmişse de bu hem nadirdir hem de yeni nesil protezlerde bu olasılık düşmüştür.

SIK SORULAN SORULAR:
Meme protezi olan bir anne bebeğini emzirebilir mi?
Haklı olarak her anne adayı bunu merak ediyor. Sorunun cevabı evet olacaktır. Çünkü protez her ihtimalde meme bezinin altına konuluyor ve ne süt bezlerini ne de süt kanallarını bozmuyor.
Belki tek risk meme ucundan yapılan kesimlerden sonra olabilir. Normalde bu da beklenmeyen bir durum olacaktır ama meme ucundan protez konulurken süt kanallarına zarar verilmesi riski daha fazla.
Meme protezi kanser yapıyor mu?:
Amerika’da bu konu yıllardır araştırılıyor. FDA bir dönem silikon meme protezlerini tamamen yasakladı. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar protezlerin kansere neden olmadığını defalarca kanıtladı ve FDA yeniden protez kullanımını serbest bıraktı. Özetle bugünkü bilgilerimize göre meme protezleri kanser yapmıyor demek yanlış olmaz.
Ameliyat sonucunun doğal olması neye bağlı?
Bazı yerli ve yabancı ünlüler doğal olmayan meme protezleri ile ünlendiler. Hastalarım bana burada ismini vermek istemediğim bazı mankenlerin neredeyse patlayacakmış gibi duran göğüslerini örnek göstererek ne istemediklerini anlatıyorlar. Bir ameliyatın sonucunun doğal olması sonuçta cerrahın elindedir. Bazı başka mankenlerde tamamen aynı tip ve aynı boyut protez taşımalarına rağmen bu durumun kimse farkına varmayabiliyor. İnanın suç protezlerin değil.
Emzirme sonrası sarkmış göğüsler protez ile dikleştirilebilir mi?:
Genellikle emziren annelerin göğüslerinde atrofi dediğimiz doku kayıpları oluyor ve memeler sanki içleri boşalmış gibi sarkıyorlar. Meme protezi ile bu sarkmayı düzeltmek her zaman mümkün olmuyor. Ama nadir durumlarda, sorun sadece meme bezinin azalması ise protezler çok iyi sonuç veriyor. Eğer deride de sarkıklık varsa yapılacak işleme “meme dikleştirme (kaldırma)” ameliyatında eklemek gerekiyor.


İPUÇLARI:
• Ameliyat öncesi mutlaka bir kontrol mamogramı çektirin ve saklayın.
• “Kuş göğsü” denilen göğüs kafesi bozukluklarında asimetrik meme protezleri en iyi sonucu veriyor.
• Koltukaltından gözükmeyen bir iz istiyorsanız mutlaka kas altı, serum fizyolojik dolu bir protez kullanılması gerekiyor.
• Meme ucundan yapılan ameliyatlarda meme ucunda his kaybı ve emzirme problemleri yaşama ihtimali nispeten yüksek.
• Pütürlü yüzeyli protezler kapsül riskini azaltıyor.
• Meme ameliyatından önce mutlaka bir mamogram çektirin.
• Meme ölçünüzü doğru alın. Cup olarak ölçünüzü sutyeninizin içerisinden okuyabilirsiniz. Göğüs çevrenizde memelerinizin altından ölçün ve “ 80 C” gibi bir sayıya ulaşın. Meme protezi sonrasında sadece cup olarak sutyen ölçünüz büyüyecektir. Göğüs çevreniz aynı kalır.

AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASI SİZİ NELER BEKLER:
Bu büyüklük ve zorluk olarak orta derecede bir ameliyat. Ağrılı bir ameliyat demekle doğru olmaz. Ama hastalar genellikle ilk 3-4 gün kol hareketlerinde biraz ağrı hissederler ve göğüslerinin gergin olduğundan yakınırlar.
Ameliyat sonrası aynı gün taburcu olabilir ve 3-4 gün sonra işinize dönebilirsiniz.
İlk gece nispeten sıkıntılı geçebilir. Genellikle ağızdan alınacak basit bir ağrı kesici yeterli olur. Bu ameliyat ciddi morarmanın ve şişliklerin beklenmediği bir girişimdir.
Çalışıyorsanız bu ameliyat için bir haftanızı ayırmak en doğrusu olacaktır. Bir haftanın sonunda neredeyse normale dönmüş olursunuz.


AMELİYATIN KARNESİ:
Anestezi şekli: Genel.
Ameliyat nerede yapılmalı: Bir hastane ameliyathanesinde.
Ameliyat süresi: 2 saat.
Hastanede yatış süresi: Aynı gün taburcu olunabilir.
Ameliyat sonrası ağrı – sıkıntı: Bir kaç gün hafif bir sızlama olabilir. Genellikle ağızdan alınan basit ağrı kesiciler yeterli olur.
Şişme, morarma: 3-6 gün arasında, orta derecede.
Pansuman: 2 günde tamamen çıkarılıyor.
Sutyen: 4 hafta yumuşak sprocu sutyeni kullanmak gerekiyor.
Dikişler: Alınması gereken dikiş yok
Ne zaman işe dönülebilir: 3–7 gün.
Spor: 2 hafta sonra uzun yürüyüşler, 3 hafta sonra koşuya başlanabilir. Kolların kullanıldığı fitness, tenis gibi sporlara 4. haftadan sonra başlanabilir.
Son şekil: Genellikle bir iki ay göğüsler olduğundan %30 daha büyük dururlar. Bunun sebebi cerrahi şişliklerdir. Bunların geçmesi ve memenin tam şeklini alması üçüncü ay civarında olur.
Alıntı:www.teomandogan.com

>>>>Haberin Devamı >>>>>

Estetik burun ameliyatı (rinoplasti) ülkemizde kadınların da erkeklerin de en çok yaptırdığı estetik ameliyat.

BURUN ESTETİĞİ AMELİYATI
Burun estetiğinde (rinoplasti) yapılan işlem kıkırdak ve kemiklerin yapısını değiştirerek buruna yeniden şekil vermek. Daha estetik burun şekli oluşturmak için bazen kemikleri ve kıkırdakları kesmek, bazen de tam tersine eksik yerlerini tamamlamak ve şekillerini değiştirmek gerekiyor.
Rinoplasti yada estetik burun ameliyatını estetik cerrahinin en zor ve bilinmezleri en fazla olan ameliyatı kabul etmek çok doğru olur.

ESTETİK BURUN AMELİYATI NEDEN ZORDUR
Estetik burun ameliyatı zordur çünkü burun kapalı bir kutu gibidir ve siz bu kutunun sadece bir tarafından bu ameliyatı yapmak zorunda kalırsınız. Bu ameliyatta bilinmezlikler çoktur çünkü burnun yapısını oluşturan kemik ve kıkırdaklar birbirisinden bağımsız olarak ama bir bütün olarak bulunurlar ve iyileşme döneminde farklı davranabilirler. Bu yüzden sonrasında en sık revizyon, yani ikinci bir düzeltme ameliyatı yapılan estetik ameliyat budur. Dünya standartlarında bir cerrahın her 10 vakasından birine revizyon yapmak zorunda kalması normal kabul edilir.
Diğer yandan bu ameliyat iyi yapıldığında çok iyi sonuçlar verir.

AMELİYAT:
Rinoplasti ameliyatı açık ve kapalı teknik olarak iki şekilde yapılabilir.
Kapalı teknikte bütün kesimler burun içerisinde yapılır. Cerrah içeriden çalışarak ameliyatı tamamlar. Açık teknikte ise burun ucunda 3-4mmlik bir kesim yapılarak burun ucu açılır.

İki teknik arasındaki fark cerrahın ameliyata hâkimiyeti ile ilgili. Burun ucundan yapılan kapalı teknik daha çok bir şişenin içerisinde ameliyat yapmaya benziyor. Eğer sadece şişenin içerisinden bir şeyler çıkarmayı planlıyorsanız sorun çıkmayacaktır ama eğer içeride bir gemi maketi yapmak istiyorsanız işiniz zor. Açık teknikte cerrah burnun ön 2/3 kısmında kalan yapılarını önünde görebilir.

Hangi tekniğin daha iyi olduğu bu ameliyatı yapan doktorlar arasında hep tartışma konusudur ve bu konuda bir karar verilmiş değil.

Yukarıdaki tariflerimden anlayabileceğiniz gibi benim tercihim büyük oranda açık teknik yönünde. Bunun en önemli sebebi görmeden, körleme yapılan ve bu kadar da hata affetmeyen ince bir işin sonucunun iyi olabileceğine inancım olmaması. Zaten birçok cerrahi manevranın sadece açık teknik ile mümkün olabileceği, kapalı teknik ile hayal bile edilemeyecek düzeltmelerin açık teknik ile mümkün olduğu kapalı teknik savunucularının bile itiraz edemediği bir şey. Ben açık yapılan ameliyatlardan sonra revizyon ihtimalinin de düştüğüne inanıyorum.

Açık tekniğin en büyük handikabı burun ucunda iz bırakması. Ama bu iz, iyi yapılan bir ameliyattan sonra neredeyse belirsiz oluyor ve burnun altında kalıyor. Birçok hasta bu izi ameliyat sonrasında unutuyor.

Bu konuda yine de doktorunuza danışın ve ona güvenin. Her cerrah en iyi bildiği ve inandığı yöntemler ile en iyi sonucu alacaktır. Yukarıda anlattıklarım sadece benim kişisel görüşlerim.

ÇOK KÖTÜ AMELİYATLAR GÖRÜYORUM, BEN DE Mİ ÖYLE OLACAĞIM ?
Doğal olmayan, çok küçük, karşıdan bakınca burun delikleri gözüken “ameliyatlı burunlar” ben de görüyorum. Kötü yapılmış bir burun ameliyatını nasıl anlayabileceğinizi ayrı bir sayfada anlattım. Ameliyat sonucunun tamamen ameliyatı yapan doktorun kullandığı tekniklere, becerisine ve yapmak istediklerine bağlı olduğunu unutmayın.

Sadece burnu küçülterek kalkık bir burun şekli vermek doğal olmayan bir sonuç ortaya çıkarır. Modern tekniklerde artık neredeyse hiç bir şey çıkarılmadan sadece dokuların yerleri, konumları ve şekilleri değiştiriliyor.

Bu şekli incelerseniz sık yapılan estetik hatalardan birini görebilirsiniz. Bu eski tekniklerde sık başvurulan bir yöntem. Eskiden burnu kalkık göstermek amacıyla burnu iyice küçültüp başlama noktası olabildiğince aşağı alınırdı. Böylece sanki burun kalkıkmış gibi bir illüzyon yaratılır ancak elde edilen sonuç doğal olmazdı. Olması gereken burnu başlaması gereken yerden, yani hemen hemen göz bebekleri seviyesinden başlatmak ve bütün şeklini ona göre vermek.

AMELİYATTAN SONRA NASIL BİR BURNUM OLACAĞINI NASIL GÖREBİLİRİM?
Bu amaçla hazırlanmış bilgisayar programları var. Doktorunuz muhtemelen bunlardan biriyle size bir fikir verecektir. Ancak bu programlar ile gerçek bir ameliyat planlaması ve ölçümü yapılamaz ve sadece genel bir fikir verebilirler.
Doktorunuz ölçüme dayalı yeni tekniklerden birini kullanıyorsa resimleriniz üzerinde ölçümler yapmak isteyecektir. Bunun için ya fotoğrafınızı çekerken elinize bir cetvel tutturarak ölçümü buna göre yapacak ya da çektiği resmi gerçek boyutta basacaktır.
Ben ameliyat öncesi ince ölçümler yaparak altın oranları ve ideal yüz profilini hesaplıyorum. Yaptığım hesaplar sonucunda da bir profil resmini elimle çiziyorum. Profil çalışması hakkında ayrıntılı bilgi için buraya tıklayın.

>>>>Haberin Devamı >>>>>

Eğer burnunuzdaki sorun sadece burnunuzun ucunda ise sizin için daha küçük bir ameliyat yeterli olabilir. Bu benim çok sevdiğim bir teknik. İşlem bazen o kadar kısa sürüyor ki 10 dakinın altında biten ameliyatlar olabiliyor. Öncelikle sizin bu ameliyata uygun olup olmadığınızı belirlemek lazım. Aynaya yandan bakmaya çalışın, eğer burun üzerindeki kemer sizi çok rahatsız etmiyorsa, hatta burun ucunuzu biraz havaya kaldırdığınızda bu kemer yok oluyorsa size bu ameliyatı öneririm.

Tekniğin en büyük avantajı çok kısa sürmesi ve neredeyse hiç morluk ve şişlik yapmaması. Burun üzerine alçı hatta flaster koymaya bile gerek olmuyor. Tamponun zaten böyle bir işlemde yeri yok. Normal hayatınıza ertesi gün dönebiliyorsunuz.

Yapılan işlem burun ucunu yukarı kaldırmak ve biraz güçlendirmek. Benim kanaatimce yapılan burun ameliyatlarının %20 si sadece bu tür bir işlem ile yeterince sonuç verecek özellikte. Buru kemikleri ile oynamaya gerek yok, sadece burun ucunu kaldırmak burun harmonisini oluşturuyor ve bir taşla bir çok kuş vurmuş oluyorsunuz. Güçlenen ve kendini taşımaya başlayan burun ucu arkasındaki kemerin de önüne geçip onuda normal seviyeye getiriyor.
alıntı:www.teomandogan.com.tr

>>>>Haberin Devamı >>>>>